Taşkent: Orta Asya’nın Kalbi / Atlas Dergisi
- Ayrıntılar
- Kategori: Dergiler
Orta Asya’nın en büyük kenti, bir sanat ve bilim yurdu; Ali Şir Nevai ve daha nicesinin evi. İpek Yolu’nun, Timur’un, kadim hanlıkların hatıralarını çağdaş bir çerçevede sunan düzenli, yemyeşil, dinamik bir merkez. Özbekistan’ın başkenti Taşkent, eski külliyelerin mavi kubbeleriyle örtülü sahnesinde dünün ve bugünün en güzel hikâyelerini saklıyor.
Yazı ve Fotoğraflar: Kerem Yücel
Ludmila’nın kafasının olması gereken yerde kanat çırpan onlarca kuş var. Devamlı kendi ekseni etrafında dönüyor ve bir jimnastikçi kadar esnek bedeniyle dans ediyor. Üzerindeki eşofmana rağmen onun Taşkent’in masallarla örülmüş dokusundan fırlamış gizemli bir kuş kadın olduğunu düşünmeden edemiyorum. Fakat sonra kuşlar havalanıyor ve Ludmila’nın bilge bir yıldız gibi parıldayan, sükûnet dolu yaşlı yüzü beliriyor. Gülümsüyor ve büyük bir zarafetle kuşlarına da beni selamlamalarını işaret ederek yerlere kadar eğiliyor…
Geleneksel bir Özbek sirkindeyim. Diğer hepsi gibi burası da yuvarlak bir çadırın içinde, dünyanın gerçek dışı dediğimiz taraflarını içinde barındıran özel bir yer. Özbekistan’da köklü bir sirk geleneği var. Kadim zamanlarda kervanlarla dolaşan Özbek sirkleri, İpek Yolu üzerinde seyahat eder ve rota üzerindeki şehirlerde sahne alırdı. O yüzden içimden Taşkent Sirki’nin eski İpek Yolu günlerinden beri yaşayan çarpıcı bir sahne olduğu geçiyor. Ludmila Khoroshevina bunun canlı bir ispatı gibi. İlerlemiş yaşına rağmen sahne alacağı tarihe kadar günde iki kez sirke gelip antrenman yapıyor. Çıkarken, “Artık biraz yavaşlasam iyi olur” diyor gülerek. Yaklaşık 70 yaşındaki bu yaşlı kadına bakarken aklımdan yılları hesaplıyorum. Taşkent’in modern tarihteki bütün aşamalarını görmüş. İkinci Dünya Savaşı’nın etkilerini, Sovyet dönemini, 1966 depremini, Özbekistan’ın bağımsızlığını…